Milletvekili seçimi nedeniyle partilerin adayları açıklandı ortalık toz duman. Adaylar açıklanınca üç gün ilde dolaştık inanın vatandaşın çok büyük öfkesini gördük. Sanki adayları biz tespit etmişiz gibi vatandaş bize soruyor neden yazmıyorsunuz diye bize sitem ediyor. İnanın bir gazeteci olarak vatandaşın dilinden kaçmaya çalıştım. Cuma günü Sultanhanı ve Eskil ilçesine program çekimi için gittim. Aksaray’ın aynası buralarda da kamuoyuna yansımış. Bende bizim ne vekil nede Başkan olma hevesimiz ve siyaset düşüncemiz var karar sizlerin deyip olayı geçiştirdik.
Bir gazeteci olarak bunları halkın nabzı olarak buraya yansıtsak bir sürü sitem alacağımızı biliyorum. Ne yazacağımızı bizde şaşırdık, yazsan bir türlü yazmasan bir türlü. Kime şirin kime kötü görüneceğimizi bizde şaşırdık. Doğruları yazsan neden yazıyorsun oluyor ve sitem.
Ben bazen kendi kendime düşünüyorum, yüz sefer bir adamın iyi tarafını yazıyoruz. Bazen hatır için dokunmuyorsun es geçiyorsun. Sonra bir gün dokunuyorsun adam sanki kıyameti koparıyor, hatta bizi kurumlarımıza şikâyet ediyorlar.
Be kardeşim yüz sefer bir tarafını okşuyoruz çok hoşuna gidiyor. Bir seferde yanlışını görünce başka bir yerine dokunuyorsun eski yazdığın yüz iyi yazı unutuluyor hemen sana düşman oluyor ve elinden gelse seni ipe çekip asacak. Müsaade ette bir günde yanlışından dolayı bir tarafına dokunalım. Önceki yazdığımız yazıların hiç mi hatır ve saygısı yok.
Kimse bulunmaz Hint kumaşı değil ve hatasızda değildir. Hatasız insan olmadığı gibi hata işlemem diyende küllen yalan söylüyor. Elbette hatasız ve kusursuz dost arayan dostsuz kalır misali, hatasız insan olmaz. Müsaade edin de halkın kulağı dili isek onlara tercüman olalım.
Hepimiz beşeriz her zaman şaşabiliriz, yanlışta yapabiliriz. Ama toplumu temsil ediyor ve topluma zarar veriyorsan müsaade edin bunları da yazalım. Siyasileri oyları ile bir yerlere getiren seçmende müsaade edin yanlışlarınızı eleştirsin. Seçimden seçime onları oy makinesi olarak görmekten de vaz geçin.
Bu seçimde eğer durum bu şekilde yansırsa 6 Haziran seçimlerinde ortalık toz duman görünüyor. Bazı aklıselimli insanlar zaman içinde bu tepki azalır ve diner diyorlar ama gördüğümüz kadarı ile zor dinecek gibi. Umarım biz yanılırız ve siyasiler haklı çıkarlar.
Aklıma bir fıkra geldi sizlerle paylaşayım, siyasi bir fıkra değil ama siz bunu anladığınız şekilde yorumlayabilirsiniz.
Kayseri eşrafından uyanık, iş bilir, tonton amca yaş ilerleyince “Ölmeden bir hac vazifesini de yerine
Getireyim bari” diyerek hacca gitmeye karar vermiş.
Hayli sempatik, hayli mütedeyyin hanımı “Ben de gelmek istiyorum” deyince karı-koca tutmuşlar Mekke’nin yolunu.
Haccın kurallarından biri de şeytan taşlama.
Bizim Kayserili amca ve hanımı, şeytan taşlamak için Mina’ya varmışlar.
Ama yerden topladığı küçük taşları şeytana doğru fırlatırken, hanımı aşka gelip önce küçük taşları, sonra daha büyük taşları, en sonunda da koca koca kaya parçalarını şeytana fırlatmaya başlamış.
Bunu gören Kayserili amca, hanımının elini tutmuş.
“Napıyorsun öyle” demiş.
Hanımı, “Ne yapacağım, namussuz şeytana taş atıyorum” demiş.
Kayserili amca tecrübeli.
“Bak hanım” demiş, “Senin bu taşladığın şeytan var ya, cennetten kovulmadan önce Allah’ın en sevdiği meleğiydi. Sonra Allah’a isyan edince kötü oldu, biz onu şeytan bildik. Ama daha kıyamete çok vakit var. Bakarsın bunun adı şeytan ne olur olmaz o zamana kadar kandırdıklarını bu sefer farklı kandırır. Sen yine şu küçük taşlardan at. Sonra kıyamet günü pişman olma”. Demiş.