Aksaray Valisi Sayın Aykut Pekmez ve Belediye Başkanımız Haluk Şahin Yazgı’nın 6 gün
süreyle 15 Temmuz yıldönümü etkinliğini hiç kaçırmadan takip ettim. Etkinliğin sonlarında
yaşanan bir protokol krizi dışında hiç bir olumsuzluk yaşanmadı. Aksaray Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. Yusuf Şahin’in Garnizon Komutanını yerinden kaldırarak burası benim yerim diyerek
onun yerine oturması hiçte hoş olmamıştır. Olayın yaşandığı gece ben karşı tarafta
oturuyordum. O esnada ne olduğunu pek anlamadım, sonradan öğrendim protokol krizi
olmuş. Salında azda olsa anlamıştım ama detayını sonradan öğrenmiş oldum.
Cumhuriyet Başsavcısı Sayın Ramazan Akın Komutanın elinden tutarak ona yer bularak
oturtması tam bir devlet adamlığı idi. Aslında bazı yerlerde boşluk vardı Rektör Bey geçip
oraya oturabilirdi. Böyle anlamlı bir günde kendisinden jest beklerdik.
Konuya döneceğim ama şu protokol meselesine inanın kıl oluyorum. Elbette devletimizi
temsil eden birkaç büyüğümüz önde oturmalı. Ama bu tür toplantılar ne bir Cumhuriyet
Bayramı, nede başka bir resmi bayram.
Müzik programı dahi olsa koltuk düşkünleri önde oturacak yer ayrılmasını beklerler.
Resmi bayramlarda anlarım ama her toplantıda porotokol beklentisi içinde olmak bir makam
düşkünlüğüdür. Adamlar Festivallerde bile protokol yeri ararlar.
Ben ilk defa Sayı Belediye Başkanımız Haluk Şahin Yazgıda ilk defa gördüm. Meydanlara
kurulan etkinlik ve Ramazan etkinliklerinde halkın içine oturan. Be kardeşim halkın içinden
geldi isen halkla kucaklaş ve halka yakın ol. Vatandaşa mesafe koyarcasına her toplantıda
vatandaştan kopmaya çalışarak protokol yeri arama.
Protokol meselesini çok iyi bilirim, geçmişte Belediyede Basın Yayın Kültür Müdürlüğü
yaptım, bundan dolayı Başkanlardan çok tenkit işittim. Festivalde falana neden yer
ayırmadaından dolayı. Sanki meydan veya futbol sahası bir konferans salonu yer ayıracaksın.
Festivalde müzük programı yapıyoruz Futbol sahasında, bakıyorsunuz bir daire amiri veya
mülki amir çoluk çocuk gelmiş öne oturmuş. Ön koltuklar dolmuş, sonradan başka bir daire
amiri geliyor bana neden protokolden yer ayırmadın diyor. Kimi kaldırıp geleni
oturtacaksınız? Kardeşim sende git başka bir boş yere otur. Hemen Belediye Başkanına
ulaşırlar senin müdürün bana yer ayrımamış der ve sen fırça yersin.
Yine şimdiki görevliler çok şanslı, herşeyi özel organizatörler yapıyor. Biz o zamanlar her
şeyi kendimiz yapardık yemin ederim insanlıktan çıkardık. Porotokole Belediye Başkanından
başka Belediyeden kimse oturmaz Başkanın gözüne bakardık, bir şeymi diyecek diye. İnanın
şimdi herkes rahat, her kurum rahat, sahneyi bile biz kurardık, şimdi organizatörler yapıyor.
Birde protokol de isim yazmıyorsa, bu günlere bu insanlarla gelindik ise böyle bir günde
benim yerim kavgası yaşanması hiçte hoş değil. Siz gelip bir başka devletin güvenlik yetkilisini
yerinden kaldırıyorsanız bu hiç koş değil. Bir başka yere oturmak kimseyi küçültmez aksine
büyültür. Böyle bir ortamda bu hareketi yapmak vatandaşın gözünden kaçmaz.
Gelelim Yusuf Beye, ben bugüne kadar bir dakika olsun kendisi ile oturup sohbetim
olmadı. Sadece toplantılarda zaruri olarak merhabadan öteye gitmemiştir. Çün ki, benim
farklı bir yapım var. İçimin ısınmadığı kimseye ne sempati duyarım nede ona yakınlık.
Kendilerinin aday olduğunda ben adaylığına da karşı idim. Nedeni ise, eski Rektör Mustafa
Beyi 17 Aralık sonrası ziyaret etmiştim. İlk defa ziyaret ettiğim Rektörün odasına girdiğimde
Fetö örgütünün ne kadar yazılı basını varsa masasının üzerinde idi.
Böyle bir Rektörün kendi elleri ile Aksaray’a getirdiği yardımcısın farklı olmayacağı
düşünce algısı bende oluşmuştu. Bundan dolayı kendilerine içim ısınmadığını söyleyebilirim.
Uzun lafın kısası böyle bir davranışı tasvip etmediğimi söylemek istiyorum.
YORUMLAR