Salı günü ilimizde büyük bir dolu ve yağmur yağışı ile maddi zayiatlar meydana geldi. Ben buna ilahi ikaz desem umarım bir ceza ile karşılaşmam. 28 Şubatta bir ulusal Gazete sahibi depremler sonucunda ilahi ikaz dediği için uzun süre ceza evinde yatmıştı. İlimiz kurak bölge olduğu için son 20 yılın en çok yağışını yaşamış olduk. Yüce Rabbim bizleri daha beterinden saklayıp muhafaza etsin. Bu tür felaketlere ne sevinilir nede bunu başka amaçla istismar ederek kullanılabilir. Bu gelen felaketler şahıslara değil hepimize gelmiş demektir.
Komşusu açken kendisi tok yatan bizden değildir diyen bir dinin mensuplarıyız. Onun için burada felaketlere duçar olmuş bütün kardeşlerimizin yaralarını el birliği ile sarmamız lazım. Seçim dönemi olması nedeni ile sosyal medyaya bakıyorum bunu siyasi amaçlı kullananlar var. Bunlar çok çirkin ve terbiyesizliktir, hatta utanmazlıktır.
Allah korusun çok büyük bir deprem olsa, bu depremde ilin bütün idarecileri yıkık altında kalsa bunu damı onlara mal edeceğiz. Allahtan gelen bu tür afetlere sevinilmez ve malzeme olarak kullanılmaz.
Ben Sayın Osman Ertuğrul döneminde Sosyal Yardımlaşma Vakfında idim o zamanda bu felaketin yarısı kadar bir yağış oldu ve Bahçeli ile Kurtuluştaki derelerde çok ev sel altında kalmıştı. Ben o zaman zarar tespitinde görevli idim, devletimiz o zaman vakıf kanalı ile çok para gönderdi hem de sadece bu parayı afete maruz kalmış vatandaşlara verilmek üzere göndermişti. İnanın Belediyenin kasasından bir kuruş çıkmadan bütün zararları karşılayarak yaralar sarılmıştı. Hatta bir kısım para kalmış geri göndermemek için afetzedelere tekrar dağıtılmıştı.
Diyebilirmiyiz o dönem bu yağışı ve felaketi Osman Ertuğrul yaptırdı diye. Öyle ise mantıklı düşünüp vatandaşlarımıza dua edip yardım edelim ve Allah beterinden bizi korusun. Kimse merak etmesin devletimiz bütün mağdurların yaralarını sarıp zararlarını karşılar.
Salı günü hakikaten öyle bir yağış oldu ki, bu yağıştan gelen seli ne kanalizasyon neden kanallar taşıyabilirdi. Hele bazı gece kondu bölgeleri dere yataklarında olduğu için her an bu afete maruz kalabilirler. Çünkü şiddetli yağan yağmuru toprak emmez, hele tepelerdeki yağışı hiç emmez. Buradaki yağışlar derelerde birikerek yol alıp dere yatağındaki evleri sel altına alır. Ama bakın düz ovadaki yerlerdeki yağışı toprak emdiği için bir zayiat yok.
Şimdi burada asıl sorun ise ben yıllardır yazıyorum. Gece kondu bölgelerindeki evler yıkılmalı ve acilen bu bölgelere kentsel dönüşüm uygulanmalı. Adam gelmiş Kılıçaslan tepesine çıkanlar görmüştür en son dere yataklarına gecekondu yapmış. Sorsan şehirde oturuyor, ama hâlbuki köyden beter yerde.
Ben bu gecekonduların kimler zamanında yapıldığını çok iyi biliyorum. Ahmet Er döneminden önceki Belediyeler döneminde dereler gecekondu ile doldu. Çünkü ben o dönem Belediyede çalışıyordum ve bu gecekonduları yıkmaya giderdik ucundan bir yerini yıkar gelirdik sonra geri yaparlardı. Ama verilen talimatlar öyleydi hep ahbap çavuş ilişkileri yaşandığını hepimiz biliyoruz. Bahçeli mahallesindeki su deposunun altındaki mezarlık bugün gecekondu ile dolu. Bu bölgeler bile boş alanlardı seçim vadi ile dolduruldu.
Zafer, Bedir muhtar, Bahçeli, Kurtuluş ve Laleli sonlarının tamamı gecekondu bölgesi. Hele birde bunlar tapu tahsis belgesi aldı ise çıkar bakalım nasıl çıkaracaksan. Bu insanları felaket ile karşı karşıya koyan dönemin yöneticileri utansın. Bu insanların tamamı dere yataklarında sel felaketi ile karşı karşıyadır.
Böyle bir felaket karşısında seferber olan Belediyemiz ve özel idare personelini takdir ediyorum. Gece 21.00 de konu ile ilgili basın açıklaması yaparak çalışmalar hakkında bilgi veren Sayın Belediye Başkanı Haluk Yazgının programına canlı yayınım nedeni ile katılamadım. Ama açıklaması geçte olsa elime geçti ve okudum, gece yarısı bile kriz masası kurarak çalışmalara devam ediyordu. Yine Valiliğimiz ve Afet işleri aynı şekilde kriz masası kurup olaylara müdahaleye devam ediyordu. Kendilerine kolaylıklar ve Allah yardımcıları olsun diyorum.
Aynı şekilde Hasandağı Bölgesinde insan can kaybı olmadan koyun zayiatı olmuş. Bazı tarım arazisi ve yollar zarar görmüş ama devletimiz anında müdahale etmiştir. Yine Güzelyurt bölgesinde iki gündür devam eden dolu ise buradaki tarımı vurmuş ve en önemlisi bu bölgede çilek yetiştiricilerimiz mağdur olmuştur. Umarım devletimiz bu insanların mağduriyetinizde giderirler.
Yüce Rabbim bizleri daha beter afet ve felaketlerden esirgesin.