Eskiden bizim dönemimizde memurlar sahipsiz onları kimse savunmazdı. Kendi kendinizi
ne kadar savunabilirseniz savunurdunuz. Şimdi, tüm memurların işçi gibi sendikaları var.
Hemde değişik kulvar ve görüşte birkaç sendikası bulunmaktadır. Yıllık maaş artış
sözleşmesinden tutun, memurun her problemi ile ilgileniyorlar. Onları yerinde gidip
dinleyerek problemlerine çözüm bulunuyorlar.
Bu sendikalardan birisi de Sağiık-Sen ve Eğitim Bir-Sen sendikaları. Sağlık-Sen Başkanı
Sayın Rıfat Kaya ve yönetim kurulu sanal alemi iyi kullandıkları gibi, her gün kendilerine bağlı
sağlıkçıları dolaşarak dertlerini dinliyorlar. Sendikacılık böyle olmalı diye düşünüyorum.
Geçen hafta içi Basınla bir araya gelerek 3 yıllık çalışmalarını değerlendirdiler. Tabi bana
göre en büyük başarı üyeleri seçimden seçime değilde sürekli ziyaret ederek onlara moral
motivasyon vermektir. Kaya’da yönetimi ile birlikte bunu başarılı bir şekilde yapıyorlar.
Yapılan toplantıda şunları söyledi:
“Sağlık Sen yönetimi olarak 3 yıldır sizlerle birlikteyiz. Çeşitli vakıalara birlikte olduk.
Toplantılarda ve programlarda karşılaştık. Birlikte sağlıktaki gelişmeleri konuştuk. Biz Genel
Merkezimizle Siyasetçilerimiz ile Basınımız ile Bürokratlarımız ile uyum içerisinde çalışan bir
sendikayız. Her zaman Sağlığa nasıl bir katkıda bulunuruz diye düşündük. Sahada sağlık senin
hizmetlerini anlattık. Sağlık çalışanlarımızın 2009 yılından sonra Sağlık sen yetkili olduktan
sonra sahada sağlık çalışanlarımıza ulaşarak bir bir anlattık. 4C li lerin kadroya geçmesinin
112 çalışanlarının yemek parasını almasının, süt izinin de döner sermayenin kesilmesinin
önlenmesini ve aldığımız zam oranlarını sahada anlattık. Şimdi Kırmızı çizgimiz olan
yıpranmayı, özellikle ebe ve hemşirelerin kadroya geçirilmesi, döner sermeyenin emeklilere
yansıtılması sırada var dedi” dedi.
DSİ Uluırmak kanallarına neden bakmaz?
Şehrimiz içinden geçen kanallar, kuraklık nedeni ile eskisi gibi su olmadığından yazın
sulama dışında Mamasın Barajından alınan suyun haricinde bu kanallar pek kullanılmıyor.
Şehrin göbeğinden geçen Uluırmak kanalı eskiden etrafı yapılı olmadığı için bildiğim kadarı ile
Aksaray Belediyesi Tacin Mahallesine kadar duvarlarını örüp belli bir şekle soktu.
Birde sulama için kullanılan Kalanlar ve Bedir Muhtar bölgesinden bayır altı köylerimize
uzanan kanal var. DSİ şehrin içinden geçen kanalları tamamen bırakmış vaziyette. Kendileri
bıraktı ama kanunen DSİ'nin ukdesine bir kanal.
Bildiğim kadar ile Lise arkasından geçen bölüme geçen yıl Aksaray Belediyesi ırmağın belli
bir bölümünü kapatıp merkezi bir yerde balıkçıları toplayarak Balıkçılar toptancı ve satış yeri
yapacaktı. Ama ASİ burasını Belediyeye vermediği için yapamadı.
Medem bu bölgelerde size ait kimseye vermiyorsunuz. Üstelik çevre ve duvarlarını
Belediye yapıyor, peki siz o zaman ne iş yaparsınız? Bunca eleman ne iş yapıyorda bu
kanalların içine atılan nahoş kalıntıları ölü sözon tam zamanı iken temizlemiyorsunuz?
Bedir muhtardan gelip DSİ'nin burnunun ucundan geçen kanalların içini hiç görmezler
mi? Ayda bir sefer olsun buralar temizlenmez mi? Eğri Minare arkasından Nakkaş
mahallesine kadar uzanan bölgedeki hoş olmayan ırmak içindeki çöplüğü görmezler mi?
Suyun kullanılmadığı, bu kurum için çalışmada ölü sezonda hiç değilse bu kanalların içine
atılan hoş olmayan nahoş görüntüleri bir zahmet temizlesinler. Her şeyi Belediyeden
beklemesinler.
YORUMLAR