Bu yazımı kaleme aldığım saatlerde siyasi konjoktörün gözü kim Ak Partiden aday olacak yazı turasını konuşuyor olmalı. Çünkü adayların açıklanmasına saatler kalmıştı. Hala kimileri yazı tura atmaya devam ediyordu. Ancak Genel Merkez ser verip sır vermiyordu. Tahminime göre bu seçim çok önemli olmalı ki, aday belirlemede Genel Merkezden çok Cumhurbaşkanlığı danışmanları ve çevresi bu işi ince eleyip sıkı dokuyarak inceleyip Reisin önüne getirme gayreti içerisinde idiler.
Olayın en ince detaylarına kadar yerinde incelemeler yapıldı. Üçer beşer kişi parti dışında sahada günlerce araştırma yaptılar. Öne çıkan isimler üzerinde vatandaşın düşünceside göz önüne alınarak sıkı bir çalışma sonunda adaylar belirlenecek. Kafamda bir liste var, ben bu listeyi dar çerçevede bazı dostlarla paylaştım. Ama sonucu Pazartesi saat 17.00 göreceğiz.
Seçim kulisleri Aksaray’ın üç veya dört yerinde devam etti. Bende bazen geceleri bu kuluslerin olduğu bölgelere giderek hem ortak olurken, bazende dinleme durumda kaldım. Ama hafta sonu bu stresli atmosferden uzak durmak için baba ocağına kaçarak stres attım.
Yeni nesil şehir hayatını çok seviyor ama niye yalan söyleyim ben köy hayatını ve güzelliğini özlüyorum. Bizim kuşak artık beton duvarlar arasından kaçmak istiyor. Oksijensiz yığın yığın beton binalar inanın artık insanı sıkıyor.
Doğanın harika güzelliği içinde sessiz sakin ve kendi kendinle hesaplaşarak kendini dinlemek kadar güzel bir şey olamaz. Akşam oluncada bir baraka kadar bir yer olsun oksijenli havada yatmayı saraya tercih ederim.
Baba yadigarı odama çıktım, penceresini açıp ılık ılık temiz havada gelen rüzgarın esintisini seyretmek. Pencerenin ağzına kadar çıkmış meyve ağaçlarını gözlemlemek ve odanın temiz havasında sessizce uyuyup dinlenmek kadar güzel inanın hiçbir şey yok.
Sonra bahçeye indim ve biraderin ektiği marol ve yeşilliklerden yolmak kadar insanı dinlendiren bir şey olamaz. Sonra bahçede doğal olarak çıkmış o güzel çiçekleri koklayıp seyretmek elbette insanı dinlendiriyor.
Bir ara rabaya binip ormana çıktım ve kuş seslerini dinledim. Biraz yeşil ormada dolaştıktan sonra, baba yadigari rahmetli babamın yaptığı çeşmeye uğradım. Tabi kuraklık buralarıda vurmuş ve su akmıyordu. Ama sağ olsunlar hemen alt kısmına yine bir başka hayırsever çeşme yapmış. Sular şırıl şırıl akıyor ve hayvanlar buradan su içiyor.
Köy hayatını çok sevmeme rağmen dünya telaşı nedeni ile sık sık gidemediğimiz baba yadigarına kafaya koydum bundan sonra sık sık gitmeye karar vardim. Çün ki, insan kalabalıktan ve beton yığınından uzak oluyor ve bedene de huzur buluyor.
Köyde eskisi kadar insan kalmamış, nüfus her her geçen gün azalmış. Aslından gençler asgari ücretle orada burada ekonomik sıkıntı ile yaşamak yerine toprak reformudu olmuş, tarlalar buyümüş, tekrar köye dönerek tarımla meşgül olunarak geçim sağlanabilir.
Farklı tarım ürünlerine dönüş olsa herkes rahatlıklı geçimini sağlayabilir. Duyduğuma göre dışardan gelen bazı çifçiler kirayla arazi kiralayıp patetes ekimi yapıyormuş. Neden bunları kendi mülkü olanlar yapmasın? Hayvancılıkta aynı şekilde elverişli.
Şehir hayatından usananlar hangi köy olursa olsun bana göre tekrar köye dönmeliler. Artık devletimiz köyleri şehir gibi güzelleştirmiş. Çamur yok, her yer parke taşla güzelleştirilmiş. Çocuk oyun alanları ve içme suyu evlerde akıyor. Kısacası ben köy hayatını seviyor ve özlüyorum. Şehirlerde artık hayat yok hayat köylerde.
YORUMLAR