1 Kasım seçimleri geride kaldı, artık kardeşlik ve kucaklaşma başlamalı. Başlığını koyduğum cümleler ise Sayın Başbakan Davutoğlu’na ait bir cümle. Balkon konuşmasındaki sözlerin en güzeli bu olsa gerek. Nedir bu mesaj seçim bitti ben artık herkesin başbakanıyım. Ülkede taşkınlık ve kargaşa istemiyorum ülkemizde kardeşlik ve barış hakim olsun demekti. Bir ayrı çağrı ise muhalefete idi, mevcut anayasayı değiştirme çağrısı yaparak yeni bir sayfa açalım diyerek samimiyetini ortaya koydu.
Balkon konuşması zannedersem taraflı tarafsız herkesi mutlu ettiğini düşünüyorum. Bir Başbakana yakışan birliğimizi ve beraberliğimizi koruma mesajları verdi. 7 Haziranda ders aldıklarını ve verdikleri tüm sözleri yerine getireceği mesajı verdi.
Türkiye artık huzur, rahatlık ve istikrar istiyor, kavga ve terör istemiyor. Bunun içinde 1 Kasımda marjinal partileri tasvip etmeyerek yeterli oy vermemiştir. Bu iki marjinal partinin barajı aşmasına da bölgeler itibarı ile paralel yapının verdiği oyla barajı aşmıştır.
Hatta Türkiye’de bu gidiş artık iki partili sisteme doğru bir gidiş olarak görünmektedir. Gelecek seçimlerde Güneydoğu illeri terörden kurtulduğunda HDP kuruluşunu tamamlayacak gibi görülüyor. Çünkü son terör mücadelesi Ak Partiye destek olarak dönmüştür.
Ülkemizde artık fanatik particilik ve ötekileştirmeden dolayı sertliği tasvip etmemektedir. İnsanlar artık kardeşçe yaşamayı istiyor, sertliğe pirim vermiyor. Siyaset adına insanların birbirini kırmasına artık izin verilmeyeceği görülmüştür.
Zaten görüş ve düşüncelere saygı ve hoşgörü olsa kimse birbirini kırmaz. Bu seçimlerin sonuçlarından herkes ders almalı ve birbirlerini sevmeyi öğrenmeli. Kutuplaşmak ve gruplaşmak insanların arasına girmemeli. Herkes birbirinin görüş ve düşüncesine saygılı olması lazım. Benim düşüncemde değilsen gerisi tufan misali milletin ayağının altına hizmet olarak altın döşesen ben bunu beğenmiyorum düşüncesinden vazgeçmemiz lazım.
Seçimler bitti, 1,5 yılda dört seçim yaşadık. Vatandaşta görevini yerine getirdi seçime kadar artık işimize gücümüze bakmalıyız. Bundan sonrası göreve getirdiğimiz hükümete bırakmalıyız. Komplo teoriler ile ben seni beğenmiyorum diye ülkemizi kaos ve anarşiye sürüklemekten vazgeçmeliyiz. %50 insanın verdiği destek ve oya saygı duyarak gelecek seçime kadar sabırlı olup beklemeliyiz.
Ülkemiz çok kritik ve sıkıntılı bir bölgede olması nedeni ile herkes devletimizin yanında olmalı. Ülkemizden başka yaşanacak başka bir ülke olmadığına göre birlik ve beraberliğimizi muhafaza etmeliyiz.
Dış güçler son 13 yılda ülkemizin gelişip ekonomik olarak güçlenmesini hazmedemediğini hepimiz görmekteyiz. Ülkemizin huzur ve refah içinde olması hepimizin yararına olduğunu herhalde bilmeyenimiz yoktur. Olası sıkıntılardan hepimizin sıkıntı içinde olacağımızı da elbette biliyoruz.
Ülkemizin bir 20 yıl öncesini bizim kuşaklar çok iyi bilmekteyiz. Nereden nereye geldiğimizi herkes görmektedir. Particilik ve fanatik taraftarlık bunu göstermemeye çalışmamalıdır. Takım tutar gibi particilik her dönem ülkemize zarar vermiştir.
Bizim için öncelik ülkemizin huzuru ve insanlarımızın refahı olmalıdır. Particilik ne dindir, ne kuran ve ne de hadistir. Bizim için güzel hizmetler ve ülkemiz için çalışanlara destek olmaktır. Bir seçim geçtikten sonra diğer seçime kadar siyasi karalama ve ötekileştirmeye devam etmemeliyiz. Zaten 1 Kasım seçiminde seçmen particiliği din ve iman gibi görmediler.
Ülkemiz insanın ekserisi muhafazakâr ve dindar insanlar, bu insanların inanç ve düşüncelerine de saygılı olunması gerekir. Buna karşı olanları seçimlerde seçmen cezalandırdığını hep birlikte görmüş olduk.
Ötekileştirmekten, ırkı düşüncelerden vazgeçerek ayrıcalık yapmadan kucaklaşmalıyız. Yüce dinimiz, “ müminler kardeştir” düşüncesini hepimiz benimseyip ayrımcılıktan uzak olmalıyız. Bizi bir eden inancımız, kültürümüz, örf ve adetlerimiz var. Ülke bayrağı ve tan birliği içinde kardeşçe yaşamasını öğrenirsek zaten sorun kalmayacaktır.