Siyaset vatandaşın gönlüne girmektir

Bir önceki yazım dolayısı ile bir eski partili yetkilisi tanıdık beni arayarak yarı sitem etmekle beraber ilk defa doğruyu yazdığımı söyledi. Eleştirilerinin bazılarına hak veriyorum. Belki bizde bazen kantarın topuzunu kaçırmış olabiliriz. Ama acımasız olmak yerine üslubu ile eleştirirler de olmalıdır. Kimse bulunmaz hint kumaşı değil ve dört dörtlükte değildir. Dolayısı ile siyaset bir hizmet merkezidir ve halkını kucaklamaktır.
Siyaseti dört kata görüye ayırdığımız zaman en önemlisi halkın taleplerini karşılayıp onlara hizmet etmektir. Halka hizmet ederken halkınında gönlüne girmektir. Halkın gönlüne girmekte onlarla zaman zaman bire bir irtibat kurmaktır.

Siyasetçi halkına hizmet ederek onlarla içli dışlı olmalıdır. Onların oyları ile bir yere geldi isen onların gönlüne girmek zorundasın. Siyasetçi oraya gelirken babasının makamına gelip oturmuyor, babası da onu o koltuğa oturtmuyor.
Dolayısı ile seçmenine karşı sorumlu olmak zorundadır, eğer bu sorumluluğu yerine getiremiyorsan seçmen bir başka seçimde gereğini yapar geldiği yere gönderir. Bir insanı çok sevmek hatalarının tamamını görmezlikten gelmek değildir.

Efendim ben bugüne kadar Belediye Başkanı sayın Dr. Evren Dinçer’in hiç mi hata ve yanlışları yokta eleştirmemişim, eleştiri yapmamakla hata etmiş olabilirim. Zaman zaman eleştirilerim olmuştur, bazı konuları yüz yüze konuşarak söylemişimdir.

Halkın içine çıkmada yeterli olmadığını ve vatandaşın çayını çorbasını içme konusunda yeterli görmediğimi her zaman söylüyorum. Bunun nedenini şuna bağlıyorum tırnakları ile eşerek bu koltuğa oturmadığı için ve en önemlisi siyaseti hala öğrenemediğini görmekteyim. Siyasette genç olmasının acemiliğine bağlıyorum.

Ben her zaman söylerim bu milletin gönlüne giremezseniz ayağının altına altın döşeyin takdir görmezsiniz. Sosyal medyayı kullanmada öncü olabilirsiniz ama herkes sosyal medya kullanmıyor, elinin sıkılıp sırtının sıvazlanmasını bekler. Siz önce size oy veren seçmeni ziyaret edeceksiniz, köylere gitmek merkezden kaçmak olarak görürüm.

Mesela eski Belediye başkanı Haluk Şahin Yazgı çok önemli hizmetler yaptı. Ama vatandaşın gönlüne giremediği için hala gelip çarşıda pazarda dolaşamıyor. vatandaşa verdiği sözleri yerine getirmemesi, insanları atlatması ve vatandaştan kaçması onu siyaset sahnesinin bir kenarına itmiştir. Kimsede ondan bahsetmiyor ve nerede ise unutulup gitti.
Hatta Belediyeye ahbap çavuş ilişkisi ile o kadar ilgisiz ve parti ile alakasız insanları almıştır. Ben bunların ekserisini biliyorum. Parti içi kavgalar her gelen il başkanı ile kavga etmesi onun eksisi olmuştur. Yüzüne gülüp arkasında konuşmada cabası.

Bunun benzerini Sayın Dinçer de görmekteyim ve vatandaşlar belki yüzüne söylemiyor ama bizlere rahat bir şekilde söylüyor. Sürekli övmek ona zarar verir. Kendisin yanlışlarını görmesi açısından bazı konuları hatırlatmak lazım. Beni arayan partili büyüğümüz daha kendisini görmediğini söylüyor. Demek ki bu insanlarda kendilerinin ziyaret edilip kal ve hatırının sorulmasını arzuluyor.
Kim doğru diyebilir Belediye başkanlığında yarıya gelindi hala kadrolaşamadı. 20 yıllık insanlarla kadrolu diye devam etmesi metal yorgunluğa sebep olmuştur. Valilerin bir kararnamesi var neden merkeze alınıyor, sende kızağa alırsın biter. Başkanın yükü hafifletilmediği için Vatandaşı yeterli kucaklamaya zaman bulduğunu düşünmüyorum.

Ben eski bir Belediyeci olmam nedeni ile bu kurumu çok iyi bilen birisiyim. Destek olduğum kadar karşı yazılar yazsam 365 gün malzeme bulur durmadan eleştiririm. Onun için bazen zülfiyar'e dokunmak lazım. 
İyi şeyler yazdığımızda kimse bizi arayıpta teşekkür etmiyor. Eleştirince rahatsız olan olursa hiç umurumda değil. Herkes bulunduğu parti sayesinde bir yere geldi ise partisine katma değer katması lazım. Yoksa daha çok farklı şeyler yazacağız bu gidişle.