-
ERDOĞAN KAYA

ERDOĞAN KAYA


Siyasette eski yeni kıyaslaması

02 Eylül 2014 - 15:21

İlçe iken nüfusumuz az, siyasette okumuşumuz o kadar çok değildi. Ama siyasetin içinde bulunanlar tahsilli olanlara adeta siyasi ders verirdi. Çünkü siyasetin ne kadar ayak oyunları varsa onlar bilirlerdi. Kendilerine itaat etmeyenleri kesinlikle siyaset arenasında barındırmazlardı. İktidar olacak partinin kokusunu önceden sezer orada yerlerini alırlardı. Bu durum 1983 yılında kurulan Anavatan Partisi döneminde de devam etti.

Demokrat partiden devem eden miras Adalet Partisi döneminde de devam etmiştir. İstedikleri kişiyi milletvekili, istedikleri kişiyi Belediye Başkanı seçerlerdi. Şöyle geçmişe bir baktığımızda Belediye Başkanları içinde Lise mezunları bile azdı. Taki Memiş Akının Belediye Başkanı olmasına kadar.

Adalet Partisinden rahmetli Avni Kavurmacıoğlu Aksaray’ı temsilen Niğde Milletvekili idi. Niğde’den de genelde Haydar Özalp Milletvekili gediklisi idi. Bunların önüne geçmek ise çok zor olmakla beraber, Rahmetli Avni Kavurmacıoğlu rahatsızlanıp 1980 sonrası ihtilalde vefat edince meydan boşalmış oldu.

Bunların etrafında belli bir gurup mevcuttu, seçilende bu kişilerle hareket ederlerdi. Çoğunluğu rahmetli oldu, Ramazan Aydın, Sadi Öztürk, Hamit Acar, Muzaffer Er, Ali Abay, Mehmet Mercan, Cevat Özel, gibi aklıma gelen siyasetçiler 1980 öncesinin ve hatta sonrasında bir müddet siyaseti yönlendiren kişilerdi.

Bu kesimin tahsiline baktığınızda belki ilkokul diploması olan bile yoktu. Ama öyle kıvrak siyaset bilirlerdi ki, hiçbir üniversiteliler onların siyasette ayağına su dökemezlerdi. O dönemler hatta köylü ve kırsal insanlara seçilme hakkı tanımazlardı.

Rahmetli Mehmet Altınsoy bu gurubun dışında durması nedeni ile genelde farklı siyasi cenahlarda siyaset yaparak siyasi hayatını devam ettirmeye çalıştı. Taki Refah Partisi koalisyonuna kadar seçilmeyi başardı.

Sonra bunlara İsmet Demir, Raşit Daldal, Mehmet Sevindi, Rasim Gül, Refik Karabatak, Naci Özgül, Reşit Gürpınar, Erdoğan Çetinkaya, Mahmut Öztürk, bir dönem Mahir Südemen Hocam yazarlığının yanında Meclis üyeliği ile siyasete de devam etti. Yine aklıma gelmeyen birçok siyasetçiler siyasi cenahta yer aldılar.

On kişilik bir gurup vardı bunlar genelde toplantılarını Muzaffer Er ve Hamit Acar’ın bürolarında toplanırlar siyasete yön verirlerdi. Bu gurubu her öğle ve akşamüstü buralarda toplanmış olarak görürdük. Devlet dairelerinde idareci olacaklar mutlaka bu guruptan okey almaları gerekirdi. Buradan onay almayanın bir yere gelmesi mümkün değildi.

Daha sonra Ak Parti hükümeti geldikten sonra bu tür gruplaşmalar ilk etapta son bulmuştu. Nedeni ise halkın aday ve siyasetçilere değil Sayın Erdoğan’a oy vermesi ile son buldu. Kirşler bir kenara çekildi ve lider ismi öne çıktı.

Ak Partiyi kimse başarıdan başarıya koşturmamıştır, başarıdan başarıya koşturan sadece Sayın Başbakandır. Başarılı başkanlar partiyi başarıdan başarıya koşturuyor lafına sadece gülerim. Köye gitme, kasabaya gitme, ilçeleri gezme il de Belediye Başkanın arkasında dolaş, teşkilat necisin demesin, vatandaşın verdiği oyu başarı hanene yaz. Buna kargalar bile güler, bende zaten gülüyorum.

Eskiden aday ve teşkilatın partilerine katkısı vardı. Yukarda saydığım insanları herkes tanır ve mutlaka hatırları sayılırdı. İsmini yazdığım insanların iyisi var eksisi olan var o bir ayrı. Ama bu insanları hiçbir kırsalda bu kadar teknoloji olmadığı halde tanımayan yoktu. Mutlaka partilerine bir getirileri vardı.

Ak Partide de son dönemlerde böyle bir gurup yaratılmaya çalışıldı herkesçe aşikârdır. Ama eskisi gibi partiye getiri nedir bunu anlamak lazım. Getirin yok, tanıyanın yok lider üstünden tüfek atarak bir yerleri korumaya çalışırsan bu artık rahatsızlık verir. İnsanlar artık eskisi gibi kör ve cahil değil, her şeyi görüyor, değerlendiriyor. Artık karı kocanın oyunun aynı yere atılmadığı bir dönemdeyiz. Bakalım önümüzdeki günlerde bu eskisi gibi bizim olsun az olsun düşüncesi gidecek mi?