Geçtiğimiz günlerde siyasilerle otururken siyasetin bir şov sanatı olduğunu söyledim. Tabi şov deyince bunu yanlış anlayanlar oldu, şov sadece oyun, tiyatro ve eğlencede yapılmaz. Aslında siyasette bir şov sanatıdır, sanatını iyi icra edip halka anlatamayanlar başarılı olamadıkları gibi yok olup gitmişlerdir. Hizmetlerini anlatırken şov yaparak anlatacaksın. Şov siyasetin en alt tabakasından üst katına kadar yapanlar ayakta kalmıştır. Siyasi liderlerden örnekler vereyim bana hak vereceksiniz.
Süleyman Demirel bir şovmendir, yaptıklarını kamuoyuna anlatırken allandıra bulandıra anlatır ve insanların sempatisini kazanırdı. Seversiniz sevmezsiniz, yıllarca bir fört şapkası ile insanları etrafında tutmayı bilmiştir. Avam bunun yalan olduğunu ve hatta bir gösteriş olarak algılasa da tabandaki insanlar ona baba diye yıllarca alkış tuttular.
İdeoloji partileri şov yapmaz tabanına disiplin verir, kendilerini halka pazarlama yerine kendi camiasına pazarlarlar. Seçmenin elini öpüp kucaklaşmak yerine, tabanlarına ellerini öptürerek sürekli resmi olmayı kendilerine şiar edinirler. Partililerini mutlaka mutfaktan geçirilmiş olarak görürler.
Geçmişe bir bakalım, Menderes, Demirel, Ecevit ve Özal birer şovmendi. Ama İnönü, Erbakan, Türkeş ve Erdal İnönü şovmen değildi. Şovmenlere bir bakın tamamı başarılı olmuştur. Ama ideolojik olanlarla mütevaziliği devam ettirenler başarılı olup partilerini tek başına iktidara taşıyamamışlardır.
Bugüne bakarsanız sadece Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan şovmen. Yeri geldimi sert seçmene lider duruşu mesajı verir. Bazen halka inerek sempatik oluyor. Diğer parti liderleri şovdan uzak ve seçmen onları sert yapılı ve mesafeli görmektedir. Sayın Cumhurbaşkanı yaşlıların ellerini, küçüklerin gözlerini, öperken gördüğü çocuklara da hemen oyuncaklar dağıtırken, çat kapı fakir seçmenin sofrasına oturabilmektedir. Erdoğan seçmenin elini öperken onlara da sempatik geliyor.
Şov derken burada bir paragraf daha açmak istiyorum, siyasetçiyi halk seçiyorsa halka tepeden bakmadan halkın içine inmesi lazım. Bunu yapamayan siyasetçiler görevleri bittikten sonra yok olup unutulmuşlardır. Eğer rahmetli Bölükbaşı hala konuşuluyorsa meydanlardaki şovundan dolayıdır.
İşyeri açan esnaf, yaptığı işi halka iyi anlatıp reklam yapmazsa onu kim tanıyıp bilecek? Açılışı ile reklamı ve vitrini ile sahneye çıkıyorsa o esnaf kamuoyu tarafından tanınabilsin. Siyasette böyledir, yaptıklarını ve yapacaklarını halk ile paylaşmak hatta biraz abartılı şekilde anlatmak siyasetçi için bir şovdur. Yani şovun manası gösteri sanatıdır, bu sanatı halka karşı siyasetçi iyi yapmalı ki halkla daha iyi kucaklaşıp tanışsın. Halk olarak bizi dünü ve geçmişi çabuk unutan toplumuz. Siyasetçi bunu iyi değerlendirerek geçmişi şovla hatırlatmalıdır.
Bir milletvekilinin ili ile ilgili yaptığı çalışmaları kamuoyu ile paylaşarak anlatması, hatta bir hafta sonu herhangi bir kimsenin sofrasına oturması, ya da bazı kurum ve kuruluşları gezerek medyaya yansıtması bir şovdur. Halkın seçtiği insanlar yaptıklarını halkı ile paylaşmayı bilmiyorsa o iyi bir siyasetçi değildir. Siyasette mütevaziliğe yer yoktur, mütevazi olanlar çok erkenden siyaset sahnesinden yok olup gitmişlerdir, yada liderinin arkasından lideri onu sürüklemeye devam ediyor.
Aksaray da bunun örneği çoktur, Murtaza Özkanlı, Nevzat Köse, Murat Akın, Halil Demir, İsmet Gür, Arif Toprak gibi daha ismi aklıma gelmeyen siyasetçiler siyaset sahnesinden bir kenara çekilmişler ya da önü açık olmayan partilerde siyasete devam etmişlerdir. Bakın şovmen Mahmut Öztürk’e her dönem partisi önemli değil gündeme gelmiştir. Neden o günün şartlarında iyi işler yapmış ve halka yaptıklarını iyi bir şovla anlatmış ve gündemden hiç düşmemiştir.
Günümüze bakalım, 15 yıldır siyasette bulunanlardan sadece tam olmasa da biraz olsun şovmen Ali Rıza Bey var. Yaptıklarını ve partisinin çalışmalarını zaman zaman kamuoyu ile ve Basınla paylaşıyor. Bazen tatlı sert çıkışları hafızalarda kalmıştır. Bundan dolayı da Aksaraylılar arasında en çok ismi geçen bir milletvekilidir.
Sayın Başbakan ülkeye güzel hizmetler yaparken tek elden ve tek dilden kamuoyuna iyi anlatarak şovunu yapıyor. İnsanlarda onu daha çok seviyor, ona sempati duyuyor. Şov demek ille de eğlence sahnesine çıkmak değil, şov bir gösteri sanatıdır, dolayısı ile siyaset sahnesinde de şovunu iyi yapacaksın ki, halka kendini daha iyi anlatma imkânı bulacaksın. İşte Türkiye’de Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’dan önce Mükemmel bir şovmen de rahmetli Turgut Özal’dı.
YORUMLAR