Aslında bu gün 17-25 Aralık operasyonu ile ilgili bir yazı yazmayı düşünüyordum. Ancak 25 Aralığa kadar zaman var bir sonraki yazımda ele alacağım. Çünkü geçen yazımda bu konuyu yazacaktım, olayların akışına göre yazma düşüncem bazen konu bayatlıyor. Onun için bazı konular öncelik istiyor. Birde malumunuz gazeteler Pandemi nedeni ile haftada iki gün çıkmaya başlayınca bizde haftada iki gün yazma durumundayız. Bu nedenle her gün yazmayınca konulara sıra ancak geliyor.
Konuya geçmek istiyorum, geçtiğimiz günlerde CHP il başkanı ile sohbetimizi ele almıştım. Bu yazımdan sonra kendisine önem verdiğim bir arkadaş arayarak, “ neden CHP il başkanını bu kadar övüyorsun” sitemi etti. Sonra, “Sayın valimizin SÖZCÜ gazetesi tarafından eleştirisini de CHP yaptı” neden eleştirmediğimi yazmış, ama benim yazımı okumamış..
Hatta bu arkadaş neden Ak Parti içerisinde sadece Evren Başkanın hizmetlerine yer verdiğim konusunda sitem etti, ama yazılarımı takip etmiyor.. Ben konuşmanın sadece bu kadarına yer vereyim. Aklı sıra bana nasıl ve ne gibi yazı yazmam konusunda akıl vermeye çalıştı.
Öncelikle şunu söyleyim, ben her ne kadar gazeteci olsam da Emin Çölaşan’ın bir fikri ve çizgisi varsa, açık ve alenen yazıyorsa benimde bir düşüncem var, açık ve alenen yazmaktan çekinmem. Eğip bükerek iki yüzlülük yaparak herkesten görünme benim adetim değildir.
Şunu da açık ve alenen söylemem gerekir ki, Ak Partiyi alenen savunan ve destekleyen bir yazar olmama rağmen parti üst kademesinin nasıl düşündüğünü de yazayım, “ bu nasıl olsa bizden zarar gelmez, önce bizi eleştirenleri susturalım diye önceliği onların işlerine verirler.
Gerçi ben partililerden sık sık bir şeyler isteyen biri değilim. Ama küçükte olsa bir talebimiz olduğunda yapmazlar, eker oyalarlar. Gördüklerinde de sırtımızı sıvazlarlar. Hatta şunu söyleyim on sefer bir siyasetçimizi övsem, bir sefer eleştirsem sitem aldığımı söyleyebilirim.
Ama o on sefer övdüğümde bir gün açık teşekkür etmezler. Kardeşim marifet iltifata tabidir, bizim mazotumuz da bu olsa gerek. Kimse merak etmesin ben emekli bir insanım bir yere müdür olacak halimde yok, çıkar ilişkimde zaten olamaz.
CHP İl başkanı Ali Abbas Beyin eleştiri yazıma rağmen beni arayıp teşekkür etmesi nadiren karşılaştığımız olaylardan birisi idi. Benim CHP’li olmamam onun cevap hakkını kısıtlamamı gerektirmez. Eleştirdiysem verdiği cevabı da yayınlamam meslek etiğidir.
Efendim Valiyi eleştiren zihniyet bunlarmış neden bunları eleştirmedin. Be kardeşim ben sana mı inanacağım Başkan Ertürk’ün açıklamasına mı? adam çıkıp yazılan haberi kınamış ve valimize yapılan haberi de kınamıştır. Bu bizim için yeterli bir açıklamadır.
Evren Başkan’a gelince evet zaman zaman Evren Beyin çalışmalarını yazıyorum. Şehirde yapılan varsa güzellikler elbette yazacağız. Genç ve dinamik bir başkan olması nedeni ile şu sıkıntılı ve zor şartlar altında yaptığı çalışmaları görmekten gelemeyiz.
Demirel’in bir sözü vardı, “ petrol vardı da biz mi içtik” demişti. Sizler bize malzeme çıkardınız da biz mi yazmadık. İnanın şu pandemi laneti nedeni ile öyle pek siyasiler ve Evren Başkanla görüşen birisi değilim. Açılış ve temel atma törenlerinde sizler gibi bende Sayın Dinçer’i görmekteyim. Ben talimatla yazı yazmam, kafama uymayana da kalem oynatmam.
Evren başkanla ilgili söylediğiniz bir konuyu ne sorarım ve ne de düşünürüm. O tamamen kendi tasarrufudur. Dolayısı ile bir fikre sahip olmak ayrıdır, doğruları yazmak ayrıdır. Siyaset bu gün var yarın yok, biz çok siyasi partiler gördük.
Ben eleştiriye başlayıp ortalığı karıştıran bir düşünceye sahip olsam yemin ediyorum, bir kurum ve noktayı her gün yazsam 365 gün eleştirir itibarsızlaştırırım. Ama biz bu şehirde barış, kardeşlik, sevgi ve muhabbet olsun istiyoruz. Herkes birbirini sevip kucaklasın. Yunus’un dediği gibi, “ Sevelim sevilelim dünya kimseye kalmaz” vesselam.
YORUMLAR