Son günlerde ABD ve yandaşları Türkiye üzerine ne oyun oynayacaklarını şaşırmışken. İçerde dün Tayyip Erdoğan’a koltuk değnekliği yaparak hayal edemeyecekleri yerlere gelenler şimdi onu sırtından hançerlemeye çalışıyorlar. Onların hayalinde hala koltuk sevadsı var ama ülkenin durumu ve düşman tezgahları onları ilgilendirmiyor. Onlar yatıp kalkıp Tayyip Erdoğan düşmanlığı yaparak dış düşmanlarla beraber hareket ediyorlar.
Kim bunlar derseniz son zamanlarda bazı kesimlerle gizli bir şekilde görüşmeler yapıyorlar. Bunların başını eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Beşir Atalay, Hüseyin Çelik gibi bazı eski Bakanlar, Ak Parti ve Erdoğan sayesinde dün bir yerlere gelenler.
Hatta öyle bir iş yapıyor ki, Gül Güneydoğu illerinde Atalay ve Çelik bu bölgeden bunların organize ettiği bölge ağaları ile guruplar halinde görüşmeler yapıyor. Bunun dışında ise yine Avrupalı ülkemiz muhalifleri ile gizli görüşmeler yaptığı basında yazıyor.
Aslında Gül neden bir Necdet Sezer ve Kenan Evren gibi bir yerde oturup kendisine meşguliyet bulmuyorda, devletin tüm imkanları ile özel görüşmeler yapıyor. Gül için ayrılmış bir devletin özel bürosu, emrinde bir çok kişi ve doğruysa 10 araç hizmet veriyor.
Bu kadar keyif ve müsrüflük hiçbir dönemde görülmedi. Bu kadar hırs ve hazımsızlık neyin nesi? Ülkemiz üzerinde onca baskı ve bize itaat edeceksin düşmanlığı yapılırken, neden bu içerdeki düşmanlık ve kin?
ABD ve yandaşları Türkiye büyüdükçe, dünyada söz sahibi olmaya çalıştıkça Avrupa neden kuduruyor? Türkiyeyi neden eskisi gibi kendilerine kul etmeye çalıştıklarını bilmeyen var mı? Bizi kendi kabuğumuza çekmek, onlara itaat etmemizi isterlerken, içerden yapılan düşmanlık kimseye birşey kazandırmayacak, olan Türkiye’ye olacak.
Fetö ülkede yapmaya çalıştığı darbe girişimi bir ABD oyunudur. Bunda başarılı olamayınca farklı yöntemler uygulamaya başladılar. Şimdi ise Rıza Zarrab üzerinden Türkiyeyi ekonomik ceza ile cezalandırarak bizi mahkum etmeye çalışıyorlar. Yani büyümeyin küçülün baskısı yapmaya çalışacaklar. Türkiye’nin büyümesini dünyada söz sahibi olmasını istemiyorlar.
Bakın bunu MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli gördüğü için önce ülkem gelir diyerek Sayın Cumhurbaşanımızın yanında yer almıştır. Hatta vatansever CHP’liler bile mesele ülkemse deyip Tayyip Erdoğan’a destek verirken malesef CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu nerede bir ülkemize düşmanlık yapan varsa onun yanında yer almaya devam ediyor.
Salı günkü çıkışları ve öfkesi bunu göstermiyor mu? Suriyelilere verilen yardım paralarını sorarken, Cumhurbaşkanın yakınlarının vergi kaçırma çıkışları esnasında yaptığı hakaret ve hırs bir muhalefet parti Genel Başkanına yakışmadı. Yarın bunları ispat edemeyerek zor durumda kalacağını hep birlikte göreceğiz.
Bakın HDP ile PKK ile dost olanlar nereye hizmet ediyorlar? Alman Başbakanı ile ülkemize düşmanlık hangi akla hizmet? Bir tarafa itilen düşmanların boşluğunu doldurmak hangi akla hizmettir? Muhalefet ülkemiz hassas döneminde MHP gibi hareket etmek olmalı.
Dolayısı ile Ak Partide devre dışı kalanlarda bu düşünceden farklı hareket etmiyorlar. Bu projeler ABD’ye çöreklenen Fetö örgütüünün bu ülke ile birlikte hareket etme projesidir. Dün kendilerine inandıklarımızın bugün bu şekilde hareket etmeleri bizleri şaşkınlığa itmiştir.
Birlik ve beraberlik içinde hareket etmemiz gereken bir dönemdeyiz. Ama şunu unutmasınlar bu millet bu sefer sokağa elini kolunu sallayarak çıkmaz. Onun için herkes aklını başına almalıdır.
Tayyip hadi gitsin, varmı onun yerini dolduracak bir babayiğit? Mesele Tayyip değil benim ülkemin istikbali ve gelişmesi olmalıdır. Elde ettiğimiz bu ivme ilel ebet devam edecektir. Kim ne düşünürse düşünsün hevesleri kursaklarında kalacaktır.
YORUMLAR