Bazen düşünüyorum Suriye’den, Iraktan, Somali’den, Afganistan’dan ve hatta İran dan ülkemize sığınıp paşalar gibi hayatını sürdürenler var. Benim ülkem misafirperver ve vatansız kalmış insanlara kucak açan şefkatli bir ülkeyiz. Allah korusun bize böyle bir sığınma durumu oluşsa biz nereye gideriz? Bizi kim kabul edip kucak açar? Etrafımız belli, Avrupa ise Osmanlıdan günümüze ecdat düşmanı bizi yok etmenin peşinde el ele vermişler.
Şimdi ülkemizin bölünmesinden veya kaosa dönüşmesinden zevk alan insanları düşünüyorum. Acaba sizi hangi ülke kabul edip kucak açacak? Ey vatana ihanet eden hainler bilin ki sizin akıbetiniz Suriye’den dünyaya kaçanlardan daha kötü olur. Vatanınızın kıymetini bilin ve ülkenize sahip çıkın.
Yaşayacak başka ülkemiz olmadığı gibi bu cennet vatanın kıymetini bilin. Hele şu bazı yeni yetmeler var ya siz ne gördünüz yaşadınız? Be yavrum sen ne gördün ki, ülkemizin bugünkü güzel durumunu hep aynı zannediyorsun. Hele siz bu ülkenin 40-50 yıl öncesini büyüklerinizden dinleyin vatanınızın kıymetini bilin.
Vatan sözcüğüne sözlük anlamı olarak bakıldığında, insanların üzerinde yaşadığı kara parçası olarak tanımlamak mümkündür. Ancak vatan, ''toprak parçası'' ifadesine sığdırılamayacak kadar önemli ve kutsal bir kavramdır. Zira vatan her insan için kutsal bir değerdir. Onu kutsal kılan ise, onun hiç kimseye direk gökten gelmemiş olması; aksine nice bedeller ödenerek elde edilmiş olmasıdır. Kendi vatanımız Türkiye üzerinde düşündüğümüz zaman, gerçekten de bu kutsal toprak parçası için yüz binlerce yiğidin canından, kanından olarak şehitlik mertebesine ulaştığını görebiliriz. Bu yüzden vatana sadece bir toprak parçası olarak değil; mukaddes bir değer olarak da bakmalıyız.
Herkesin vatanı kendisine güzeldir. İnsanın doğup büyüdüğü, ekmeğini yiyip, suyunu içtiği yer gibisi yoktur. Bu yer, yemyeşil ormanlarla da kaplı olsa; çorak topraklar da olsa; dağlık da olsa, ovalık da olsa ona duyduğumuz sevgi asla değişmez. Zaten onun önemini, değerini belirten de yeryüzü şekilleri değil; bizdeki anıları ve onun için ödenen bedeldir. Bizim vatanımız kadar bedeli ağır ödenmiş çok az vatan vardır. Ülkemizin her karış toprağı, şehitlerimizin kanı ile karışmış, o kanlarla beslenmiştir. Bu nedenledir ki ona duyduğumuz aşk ve verdiğimiz değer çok büyük, çok yücedir. Vatanına sahip çıkan, onu koruyup kollayan insanların varlığı çok önemlidir. Onun mukaddesliğini anlayamamış toplum bireylerinin varlığı, onun her daim tehlikede olması demektir. Bu nedenle, her anne ve baba evlatlarına henüz onlar küçük yaştayken vatan sevgisini aşılamalı, onun değerini ve önemini iyi bir şekilde açıklamalıdır.
Vatan sevgisini en çok gurbetlik yaşayanlar bilir. İnsanlar bir güzelliğe sahipken, onun ne kadar kıymetli olduğunu anlayamazlar. Ancak ne zaman ki ondan uzaklaşacak olurlar; işte o zaman her şeyin çok daha farkında olurlar. Vatanından uzakta sıla hasreti çeken, vatan üzerine nice ağıtlar yakıp, türküler dillendiren nice insan olmuştur. Onun özlemi bambaşkadır. Vatanımız olmayan bir yerde bulunsak; orası cennet bile olsa asla gözümüze görünmez. Bizler hep kendi öz vatanımızın hasretini çeker özleriz.
Nihat Cemal Kuntay’ın şu vatan sevgisi şiiri ile konuyu bitirelim.
Yurt Duyguları
Düşmez yere hâşâ, o bizim bayrağımızdır,
Bir fecr olarak doğmadadır her dağımızdan.
Ay yıldız o mazideki bir süstür, emin ol,
Atîde güneşler doğacak bayrağımızdan.
Altında yatarken de bizimdir yerin üstü,
Bir kal'a olur toprağımız vecde gelir de;
Dağlar, kayalar göğsümüz üstünde tepinse,
Düşmanları biz ram ederiz kan kesilir de.
Deryaları kan, taşları bitmez kemik olsa,
Bir son nefesin aynı olup bitse nesîmi,
Ölmez bu vatan, farz-ı muhal ölse de hattâ
Çekmez kürenin sırtı o tâbût-ı cesîmi.
Mithat Cemal KUNTAY