-
ERDOĞAN KAYA

ERDOĞAN KAYA


Ziyaretler işe engel olmamalı

08 Ocak 2015 - 17:56

      Bizde bir farklı algı ve gereksiz alışkanlıklar olduğunu bilmeyen yok. Bu siyasi partilerin seçimlerinden sonra veya bir bürokrat geldiğinde abartılı bir trafik yoğunluğu oluyor. Bir çiçek gönderiyorsunuz ardında ziyarete gidiyorsunuz. Bu ne kadar sürüyor derseniz bu gördüğüm kadarı ile en az bir ay, hatta bazen üç ay sürüyor. Bir koltuğa ve makama gelen kişi nerede ise bu verdiğim rakam esnasında asıl görevine bakamayıp hoş geldin beş gittinle zaman geçirip boşa zaman harcatıyoruz.

       Geçenlerde akşamüzeri Ak Parti yeni İl Başkanı Sayın Abdul Kadir Karatay’la görüşmeye gitmiştim. Belki akşamınan zamanı olur düşüncesi ile gitmeme rağmen partiye girdim bir dolu insan var. O gece birde il yönetim kurulu toplantısı varmış genel görüşmeler.

      Kısaca görüşüp ayrıldım, odasına baktım çiçekten oturacak yer yok. Sonra bakıyorum aynı kişiler birkaç gün sonra medyaya yansıdığı şekliyle gündüz ziyaretleri. Bir gazeteci olarak ben şahsen bu tür ziyaret trafiğinden memnun değilim.

      Bırakın insanlar işlerine güçlerine baksınlar memlekete hizmet etsinler. Belki de bizim ilimiz kadar bu yoğunluk başka ilde yoktur. Ziyaret yerine ilimiz meselelerini çözüm için onlara fırsat verilmesi gerekir.

      Belediye Başkanlığı seçiminde bunu yakinen görme imkânı buldum. Zaten her dönem bu şekilde devam eder. Geçtiğimiz günlerde Sayın Yazgı ile bir program yapmıştım o programda göreve geldiği günü 9 ay olarak söyledi. Bende bunun üç ayını çıkararak 6 aya indirdim. Programdan sonra kendisine sorduğumda bu tespitim doğrumu dediğimde “doğru” dedi.

      Hatta basından takip ettiğime göre nerede ise bir yıla yaklaştı hala hayırlı olsun’a gelenler var. Bu davranış abartı değil mi? Zaten ilimiz küçük bir şehir herkes birbirini tanıyor. Makamda olmasa da bir başka yerde görüşüyoruz orada da tebrik edilebilir.

      Onun için şunu demek istiyorum bir koltuğa gelen insanlar rahat bırakılmalı. Hem rahat bırakmayız işine bakması için, gelişini hesaplarken de kaç ay oldu diye eleştiririz. Biz böyle bir garip toplumuz herhalde.

      Birde Salı günkü yazdığım yazı dolayısı ile bana yazanlar oldu. “ Karatay’ı Beğendim” başlıklı bir yazı yazmıştım. “Eski Başkanlardan Yıldırıcıyı da övmüştün, Koltuğa Yakışmış diye yazdıydın ne oldu da şimdi beğenmiyorsun. Karatay’ı da eleştirecekmisin” diyenler olmuş.

      Aslında bu yazanları muhatap bile alıp yazmak istemiyordum ama birkaç açıklama yapmayı uygun gördüm. Evet Sayın Fatih Yıldırıcı ile ilgili öyle bir Başlık atan yazılar yazdım. Hatta bunun ötesinde övgü dolu yazılar yazdım onu da söyleyim.

       Ancak 2014 mahalli seçimlerinde sürecin iyi yönetilmemesini görünce eleştirdim de. O gün edindiğim intiba öyle olduğu için kendisini tebrik ettim.

      Şimdide çok kısa zamanda geçmişte yapılmayan birleştirici ve kaynaştırıcı toplantılar yapan Sayın A. Kadir Karatay’ı da beğendiğimi söyledim. Yarın bir eksikliğini görürsek onu da okurlarla paylaşırım, kimsenin endişesi olmasın. Ak Partiye yakın ve ilgimin olması yanlışlıkları yazmamamı gerektirmez.

      Tabi bunu bana yazanları az çok tahmin ediyorum. Bir yerden yara kaşıyor ama ben o yaraları tedavi etmeye çalışıyorum. Yazdığım bütün yazıların arkasında durduğumu da bilmenizi isterim.

     Kimse dört dörtlük değil, hatasızda olması mümkün değil. Biz insanlar kuluz şaşa da biliriz, her yaptığımız doğruda olmayabilir. Bende kendimi dört dörtlük görmüyorum, sizde görmüyorsunuz görseniz zaten eleştirmezsiniz. Ben eleştiriyi seven bir insanım, yeter ki hakaret ve iftira olmasın.

       Benim gibi köşe yazarlarını herkesin beğenmesi ve takdir etmesi mümkün değil. Her zaman her konuda güllük gülistanlık yazma durumumuz olmadığı için bazen bir yerlere dokunabiliyoruz. Dokunduğumuz kişiler doğruluğuna bakmadan bize kırılıp darılabiliyorlar. Bundan dolayı bizi sevmesini beklemek ahmaklık olur.

       Biz gazetecilerin böyle bir tarafı var, sevenimizde olacak sevmeyenimizde. Ama sevenim çoksa ben diğer eleştirilere kulak asmıyorum. Eleştirilmeyen bir gazetecide zaten bir şey yapmıyor demektir. Ama ben eleştireni de eleştirmeyip sevenlerimide seviyorum.