Çarşamba gecesinden bu yana salgın nedeni ile zorunlu yatak hapsine girdik. Allah herkese sağlık ve sıhhat versin, sağlık gibisi yoktur. Çarşamba akşamı yoğun bir yağışın olduğu akşam başlayan karın ağrısı her geçen saat artış gösterdi. Tabi ertesi günü oğlumun Konya Selçuk Üniversitesindeki işlemleri ve yurt meselesi için Konya’ya da gitmem gerekiyordu. AcızulümKonya’ya sabah erkenden gitmek durumunda kaldım. Ama öğleden önce biten işimiz sonuAksaray’a dönmeye çalıştım, ama gelin birde bana sorun.
İnsanlar çoğu zaman konuşurlar ya, “hasta olmayınca hastayı anlamazsın, yakının ölmeyince ölümün acısını bilmezsin” diye. Elbette biz insanlar bu tabloya genel olarak uyan insanlarız. Bunları yaşamayınca bazı güzelliklerin ve sağlığın kıymetini bilemiyoruz.
Yolda gelirken arabamı birkaç defa durdurup istiğfar etmek durumunda kaldım. Bunun yanında tuvalet ihtiyacıda zaruri olarak ihtiyaç oldu. Ateş, karın ağrısı, bağırsakların bozulması, vücudun her yerinin kırgınlık ve ağrısı bizi eve zor attırdı.
Ben kolay kolay grip ve ufak tefek rahatsızlıklar nedeni ile pek hastaneye gitmem. Genel olarak bu tür hastalıklara karşı nasıl ilaç almam gerektiğini bildiğim için evde tedavi olmayı denerim. Bu seferde eve gelince aynı şeyleri denemeye çalıştım. Ama gelin görün ki, 3 yıldır raporlu ilaçlarımı almanın dışında 3 yıldır gitmediğim hastaneye gitmek durumundu kaldım.
Oğlumu çağırdım acı ve sıkıntılara dayanamayıp beni acilen acile götürmesini istedim. Şikâyetimi dinleyip ateşimi ölçen Doktor Bey hemen yatırıp serumu kolumuza taktı. Geceleyin 2 serum yedim, ama ateşim yine düşmedi 40’a çıkmış, birde iğne yapıldı ve ilaçları alıp eve döndüm. Gece herhalde 03.00 idi uyumuşum ve sabaha kadar sızdım. Daha sonrada vücuttaki ağrılar nedeni ile bir yere çıkamayıp iki gün yatağa hapsoldum.
Hastaneye gittiğimde karşılaştığım bir iki hususu yazayım Sayın Genel sekreter sağlık Sen seçimleri ile gizliden ilgilenme yerine biraz Hastane ile ilgilenirse sevinirim. Hastaneye girerken girişte iki bayan oturuyor herkes normal girerken nedense bu işler bana denk geliyor kapıda bana, “ muayenemi olacaksınız doktorla konuşalım öyle içeri girin” dedi.
Ben zaten acıdan duramıyorum birde beni kapıda bekletip durduracaklar. Doktora ne soracaksın içerisi zaten ana baba günü, doktorların tamamı hastalarla ilgileniyor, telefona kim bakıyor? Kapıdaki güvenlikçiler hemen müdahale edip beni içeriye almamaya çalıştılar ama ben dinlemedim. Ufak bir tartışma sonunda kabinin birisinde muayenede olan Doktor Beye varıp derdimi anlattım. Telefonda onları dinleyecek zaten doktor yok, hemşire yok.
Hastaneye acil giren ve rahatsız olan bir hastaya böyle sorgu yaparsanız tatsızlık çıkar. Orada oturan sağlık şirketi elemanı senin durumunu bilmez ve anlamaz. Sedyelerde serili çarşafların tamamı kirli kanlı, bunlar zamanında değişmez mi? Yeni gelen hastalar bunların üzerine yatıyor, temiz sedye seçmenizde zor boş sedye yok. İçerde her yer dolu her sedyede hasta yatıyor, serum çıkarılacağı zaman hemşire yetersizliğinden serumu biten hastaların serumlarını çıkarmak için bir hayli bekliyorsunuz. Yada elinize aldığınız serumu hemşire masasına götürüp çıkarttırıyorsunuz.
Kapıya vatandaşı kontrol ettirmek için üç beş tane şirket elemanı koyana kadar birkaç hemşire daha ilave etseniz olmaz mı? Akşamları her saatte böyle yoğunluk olmayabilir diye düşünebilirsiniz. Ama mesai bitiminden gece saat23.00 kadar bir yoğunluğun olduğunu unutmayın. Zaman zaman Hastaneye gece gelip göz atsanız bunları görürsünüz.
20 gün önce ağabeyim hastanede yatıyordu, akşam ziyaretine hangi odada yatacağını soracağım bir Allah’ın kulu görevli yok. Masalarda kimse oturmuyor, içerde bir oda görüp oraya girip baktım hemşireler oturuyor sohbet ediyorlar sordum ve odasını öğrendim.
Daha sonra odada otururken temizlik olayına baktım, bu durumda yatan hastalar zaten kasta olur. Pencerelerde takılı ferdelere baktım simsiyah olmuş. İnsan bu perdeleri hiç görmez mi? Sorumluları uyarıp yıkatmaz mı? Çıkarılan nevresim ve çarşaflar tuvaletin girişinde bir yere basılmış vaziyette. Bu çıkarılan hasta nevresimleri elbette başka bir hastanın kirlenmiş nevresimi oradan başka bir hastaya hastalık bulaşmaz mı?
Bazen insan hastalanınca hastalığın önemini anlıyor ve bu arada hastanenin hastaya verdiği şifayı da görmüş oluyor. Hastanede hastaya ilgi ve temizlik meselesi yetersiz. Sayın Genel sekreter birazda bunlara bakarsa sevinirim.