Ramazan’a Özel Program
Yayınlanma :
20.06.2016 07:12
İstanbul Cihangir'deki Firuzağa semtinde bir mekânda düzenlenen etkinliğe bir grup sopalarla saldırıyor. Saldırının gerekçesi; 'Ramazan’da içki içiliyor' diye ilan ediliyor. Olayda ciddi yara alan olmuyor.
İnsanlar artık değişti, muhtemelen kurgu olan bir tarz olaylara inanmıyor ama yıllardır senaryo değişmiyor; değişen sadece kişiler... Bir internet gazetesi, haberi şu abartılı cümlelerle veriyor; "Siyasal islamcı AKP iktidarının liberallerin desteğiyle kurduğu fiili rejimin saldırgan, despotik, dinci, IŞİD kafalı ve faşizan saldırıları sürüyor."
Twitter’da #firuzağa etiketi altında İslam’a ve Müslümanlara korkunç iftiralarla dolu tweetler atılıyor, hakaretler ediliyor. "İslâm deyince dünyadaki 6 milyar insanın aklına şiddet ve çocuk tecâvüzleri geliyorsa bunun bir sebebi olmalı" diyecek kadar.
Elbette bu görüşün yaygınlaşmasında din düşmanlarının propagandasından çok, İslam'da namaz kılmayanın hatta sakalını kesenin öldürülmesi gerektiğinin ifade edildiği uydurulmuş hadislerin etkisi de büyük. Öyle ki sahih olmadığı halde, adetâ Kur'an ayeti gibi görülen bazı hadisler, fıkıh kitaplarına kadar girmiş.
Kur'an'ın tanıttığı dinle hiçbir ilgisi olmayan düşmanlık, kan dökücülük, zulüm, sevgisizlik, vicdansızlık, acımasızlık ve merhametsizlik dolu vahşi bir sistemde yaşayan karanlık bir zihniyetin yapıp-ettiklerinin faturası Kur'an'a çıkarılıyor. Bu zihniyet dine en büyük zararı veriyor. Sevgi yoksunu, anlayışsız, güzelliğe, sanata, bilime, neşe ve mutluluğa düşman bu İslam dışı zihniyet İslamofobi’yi güçlendiriyor, teşvik ediyor.
Derinlerden bir plân uygulanmaya konuyor. “Namaz kılmayan hayvandır”, “namaz kılmayan idam edilmelidir” gibi Kur’an dışı söylemler öne çıkarılıyor. Her olay, Madımak ve hatta Menemen olaylarıyla ilişkilendirilerek servis ediliyor.
Provokasyon ya da değil, n psikopatları bağlar, İslam'ı ve samimi tüm olaylar, gerçekleştireHer dinde bağnaz bulunabilir. Dini özünden uzaklaştırmaya çalışan, imanın !Müslümanları değilgetirdiği coşkulu sevgi yerine karanlığı yaşayan kişiler her dinde vardır. Onlar mensup oldukları dini kin davranışlarının sebebi çirın u hastalıklı ruhların görüşlerini temsil ederler. Bdeğil, kirli ve sapkdeğil. karakterleridir, mensup oldukları dinin emirleri
İslam adına ortaya çıkan, gerçek dindarlara ve diğer dinlerin mensuplarına düşman olan, kan dökmeyi savunan, içi kin ve nefretle dolu kişiler, kesin olarak İslam'ın temsilcileri olamazlar. İslam'a karşı önyargılı olan insanların, bu gerici zihniyeti gerçek İslam'dan çok iyi ayırt etmeleri gerekir.
Bağnaz zihniyetin din adına yaptığı uygulamalara şahit oldukça, bunun İslam olduğunu zanneden insanların kalpleri dinden soğur. Birçok insan da büyük bir yanılgıya düşerek İslam’a karşı düşmanlık besler. Bağnazlık ortamı hazırlar, kimi çevreler de kasıtlı olarak, “işte Müslümanlar böyledir, size hayat hakkı tanımazlar, onlar sizi yok etmeden siz onları yok edin” gibi hipnoz yöntemleri uygularlar.
İnançları vahye değil, zanna ve tahmine dayalı olan bu müşrik sisteme çözüm; Kur'an’ı ve gerçek Müslümanlığı ön plana çıkarmaktır. En 'üstün ve en apaçık olan delil Allah’ındır.” Kur'an ayetine karşı hurafe olmaz.
"Ki onlar, Allah'ın ayetleri konusunda kendilerine gelmiş bir delil bulunmaksızın mücadele edip dururlar. (Bu,) Allah Katında da, iman edenler katında da büyük bir öfke (sebebi)dir. İşte Allah, her mütekebbir zorbanın kalbini böyle mühürler. (Mü’min Suresi 35)
Nefsin etkisinde, şeytanî bir özellik olan enaniyeti kırma zamanıdır Ramazan. Orucun, insanın nefsâni tutkularını terbiye ve ıslah etmede büyük önemi vardır. Aczini unutan "ben, ben" diyerek Firavun'laşan, Deccalleşen, Nemrutlaşan insana, Rabb'i karşısındaki aczini ve zayıflığını hatırlatır.
Enaniyet kavgasıyla geçen on bir aydan sonra Ramazan'da insan, nefis terbiyesi için çaba gösterir. Ramazan sadece insanı bataklığa sürükleyen azgın tutkulara sahip nefsin değil tüm organların terbiye edilme zamanıdır, insanları ‘terbiye etme’ zamanı değil.
… Onlar, yalnızca kendi nefislerinden başkasını yıkıma uğratmazlar ama şuurunda değildirler. (En'am Suresi, 26)
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: