önümüzdeki 1,5 yılın yol haritası,
3 aşamalı eylem planına dair öngörümüz:
1. aşama "hedef kitleyi kıvama getirme"
muhalefetle veya muhalefetsiz en geç
2016 sonbaharına yeni anayasa metni çıkacak
ve erken genel seçim startı verilmiş gibi,
altında kalınmış içinden çıkılamamış sorunlar
anayasa değişikliği tartışmaları gölgesinde bırakılacak..
hamâset ve kahramanlık türküleri eşliğinde
bir iş bin gösterilecek, yığınla rezalet es geçilecek..
iktidar muhalefet didişmesi tam gaz gidecek..
hainlik ve vatanseverlik suçlamaları havada uçuşacak..
eski defterler açılıp 99. kez geçmişin kavgası yapılacak..
toplum kesimleri gerilip kamplaşmalar büyütülecek..
hedef kitleler hiç olmadığı kadar vaadlerle büyülenecek..
erişilmez uzaklıkta hedefler ve olmayan bütçelerle
cennetteymiş gibi hayal dünyasında yaşatılacak..
'12 eylül darbe anayasası' deyip vur ha vurulacak,
kim hatırlar kim dinler 'yüzde 92 kabul oyunu,
'o anayasa'dan kala kala geriye birkaç madde kalmış'ı,
adı üstünde, darbe anayasası dedin mi gerisine kimse bakmaz,
sana bakar, 'bana ne verecek' diye, yedir ha yedir..
görkemli platformlar, coşturan nağmeler, câzip promosyonlar..
sırtında lâciler dilinde beyaz kefenlerle tozutanlar!
sanki hıttîn sanki mohaç meydan muharebesine çıkmış gibi
dinî ve millî kahramanlık destanları döktürecekler..
tüm dertler katliamlar kaotik sorunlar hal!olmuşçasına
tarihten altın yapraklar açılacak meydanlar fethedilecek(!)..
anayasaymış başkanlık rejimiymiş yok parlamenter sistemmiş
yok bilmem neymiş, herşey seçim malzemesi..
yeterki seçimi ve koltuğu kurtarsın..
konuşma metni aynen senaryolardaki gibi örneğin,
". buraya gelince dur ve mânâlı mânâlı bak,
. burada kollarını yanlara aç ve gürleyip coştur,
. burda herkesi kucaklıyormuş gibi sı'cacık mesajlar ver,
. sağ el ve kolunu tutuyormuş edasıyla kalabalığa uzat,
. buraya gelince durgunlaş ve duygulanmış gibi yap,
. tam bu noktada hem ağlar gibi yap hem gizlemeye çalış
ki tevâzu ve samimiyet kisvesi duygulara tavan yaptırsın vb..
. araya idam edilenlerin dokunaklı mektuplarını sokuşturup
yoğun duyguya birkaç damla gözyaşı sosu ekledin mi,
izleyenlerin burun direklerini sızlatıp
hele bir de ağlatabilirsen tadından yenmez valla,
tüm oylar sandıkta ve çantada demektir"
"pardon, yapılan iş neydi, anayasa değişikliği referandumu..
iyi ama onu hiç konuşmadıkki.. yavv boşver şimdi sen onu,
zaten vatandaş pek de anlamaz(!) anayasa babayasadan,
yok başkanlıkmış, yok check and balance şartmış,
yok kuvvetler ayrılığı olmazsa olmazıymış onun,
yavv ayrılığa gayrılığa ne gerek var uyum dururken,
yok parlamenter sistem çift başlılıkmış, geçin bunları,
derin konular bunlar, biraz siyasetçi(.!?) olun yavv,
anlatsan da anlamazlar zaten.. çoğunluk,
'bunlar karın doyurmaz' diyerek dinlemez bile..
sen vatandaşın günübirlik sıkıntılarına ve beklentilerine
şööle okkalı bi'cevap ver, al sana anayasa değişikliği gerekçeleri"
bir elin parmak adedini geçmeyecek sayıda kişi böyle diye diye
dünlerde kazandılar.. yarınlarda da aynen kazanacağı
düşüncesiyle "kolay işler bunlar" diyor..
2. aşama "sandıkta hedefi vurma"
yetişirse 2017 ilkbaharı veya en geç sonbaharı..
sonbahar daha uygun çünkü milletvekilleri
2 yılı dolup hakları garantilenmeden yanaşmaz..
2010 anayasa referandumunda muhalefet dahil verilen
yüzde 58 oyun tamamı kendi oyuymuş algısı oluşturularak
referadum sonucu 2011 genel seçiminde olduğu gibi şahsî ve
güçlü bir argümana, seçim başarısına dönüştürülecek..
mhp ve hdp de bilinen ve henüz bilinmeyen(!) az bir gayretle
baraj altına itildi mi 400'e varan milletvekiliyle
meclis'te tarihî çoğunluk ele geçirilecek..
3. aşama "ve başkanlık"
tüm ipler elde olup anayasa yeniden ele alınacak
ve toplum bi'türlü kabullenmediği için
referanduma sunulamayan başkanlık sistemi
'kaldır-indir'le anayasalaşıp hayata geçirilecek..
iki partili sistem/rejim kurulacak.. salt çoğunluğa dayalı
iki turlu bu sistemde mâlum klasik oranlarla
sol kesim azami yüzde 30'la rejimi(!) meşrulaştırırken
ebedi muhalefete de mahkum edilmiş olacak..
geriye kalan yüzde 70 oran kayd-ı hayat senindir,
ölene kadar saltanata devam.. tepe tepe kullan artık..
astığın astık kestiğin kestik, aldığın aldık verdiğin verdik..
hesap sormak kimin haddine düşmüş..
başını kaldıran olursa vur indir, ses seda çıkmaz,
huzur mu istiyordun al sana huzur"
bu yol haritasında hedefin vurulması işten bile değil..
mevcut göstergelere göre bu yolda
hayli de mesafe katedilmiş vaziyette..
siyasi tabloya özellikle muhalefetin hâline bakın
ne dediğimiz anlaşılır, 'gezen tilki yatan aslan' meselesi..
savaşsız senaryo bu ancak handikapı var,
"ekonomik sosyal ve siyasal göstergeler çok kötü,
her geçen zaman aleyhe çalışıyor" diye
sırada bekletilen savaş senaryosu öne geçecek gibi:
"oldu-bittiyle çıkarılmış gerçek bir savaşı
hezimet bile olsa algı yönetimiyle zafere(?) dönüştürüp
muhtemelen bu yılın sonbaharında zaferi! sandığa taşıyıp
"iki sandıkla üçü bir arada" diyebileceğimiz
erken/baskın genel seçimle beraber
başkanlığı esas alan anayasa değişikliği çıkacak"
alın size el çabukluğu marifetiyle başkanlık sistemi..
senaryolar bile nasıl bir dönemden geçtiğimizi gösteriyor..
beş taş oyuncularının satranç oyuncusu edası/inadıyla
yönetimde habire kaybetmenin telaşı bunlar,
kişiye endeksli rejim ihtirasının..
ve diyoruz ki,
topluma neye mâlolursa olsun koltuk hırsının
toplum çıkarlarını çok geride bıraktığı bugünlerde
ülkemizin, düşmanın bile saygı duyacağı dürüst ve itibarlı,
dostların güven duyacağı öngörülü, namuslu ve çalışkan,
dingin, ciddiye alınan yöneticilere ihtiyacı var,
becerikli(!) sandık oyuncularına değil..
E-Posta: [email protected]