ağzını iyice bozdun hoca,
birazcık toplasan iyi edersin..
cumhurbaşkanlığı çiçeği burnunda
başdanışmanı kurt gibi kuzu prof.burhan hoca,
"7 haziran sandığından başkanlık sistemine hayır çıktı"
diyen ak partililer için, "bunu diyenlerin
kendisi istemiyor ya başkanlık modelini,
bu sonucu da fırsat biliyor..
benim kızdığım elin solcusu değil benim sağcım..
bunu kendi hükümetimizdeki insanlarda
bakanlarımızda milletvekillerimizde de görüyoruz..
millet başkanlık sistemini reddetti demek
düz mantık ve deli saçması bir şey" diyorsun..
bak hoca,
senin gibi düşünmüyorlar diye,
senin dediklerini boşa düşürüyorlar diye
başkalarını hatta iyi niyetle doğruları söyleyen dostlarını bile
bu denli pervasız suçlamalara iten özel sâik!ni anlıyorum..
sen yine de ağzını bu kadar bozma,
yakında yüzlerine bakmak zorunda kalabilirsin..
sırtını sağlam yerlere dayadığını düşünen ve
pervasızca sağa sola saldıran saydıranların
gidenleri, mezarlıkları dolduruyorlar,
kalanları, izbe köşelerinde bekliyorlar,
"acep bir selam veren çıkar mı" diye..
kuzu hoca devamla,
"utanmadan hdp'ye ve mhp'ye giden oyları
getirebilmek için bu operasyonları yapıyorlar diyorlar..
buna bizim oralarda kitapsızlık şerefsizlik denilir" diyorsun..
bak hoca,
sizin kitaplar hangi kitaplar oldu,
sizin oralar şimdi nereler oldu bilmem,
ama yalnız eleştiriye değil özeleştiriye bile
kapalı hale gelmenin, ağzını iyice bozmanın nedeni,
muhtemelen "o çok arzuladığın yer!e" duyduğun ancak
dizginleyemediğin, ihtirasa dönüşmüş hırsının
gözlerini köreltmiş olması, olmasın sakın..?
sizin oraları(!) artık bilmez olduk, lâkin
bu türden eleştirilere bizim oralarda,
"dost acı söyler ama doğruyu söyler" denir..
"dost, doğruları yüzüne karşı söyleyendir" denir..
"doğruları saklayan kişi dost değildir" denir..
senin üslûbuna sahip olanlara ise,
"makam mevki koltuk hırsı, gözlerini de,
kalan aklını da vicdanını da köreltmiş" denir..
bak hoca, koltuklar bugün var yarın yok..
yarınlarda hep varolabilmek için
gönüllerde her daim yer tutabilmek için,
"koltuk!ara göre değil doğrulara göre hiza almaktır, şeref"
aksi halde "senin o dediğin"den olur..
sevgili burhan hoca,
senin, başkanlık sistemini niye
hararetle savunduğunu iyi bilenlerden biriyim..
eline geçirdiğin her fırsatta diline doladığın
"başkanlık topu"nu evirip çevirip aynı noktaya,
penaltı noktasına getirip bırakıyorsun ama o noktada
bi'türlü makbule geçemedin gitti,
topa şöööle bi'dokunduramadın,
takımın hem kaptanı hem penaltıcısına..
bi'türlü gösteremedin gittin, kendini..
oysa ne çok emekler sarfetmiştin, yine olmadı..
"o" ise gitti, sana inat eder gibi, senin yerine
hiç de o taraklarda bezi olmayanları getirdi..
seni zıvanadan çıkaran da bu oldu, anlıyorum(!)..
sen de gayet iyi biliyorsun ancak
"zülf-ü yâre dokunursam tümden kaybederim"
korkusuyla bi'türlü dillendiremediğin husus şu ki,
başkanlık sistemi için salt anayasayı değiştirmek
meseleyi asla çözmüyor.. yanısıra,
topyekün kurumsal anlayışı içselleştirmiş bir toplum ile
sistemin olmazsa olmazı, vazgeçilemezleri
check and balance (kontrol ve denge) sistemlerini
içselleştirmiş kurumsal yapılanmalar gerek..
hiçbir yapılanma, içselleştirme, yetki, görev ve
sorumluluk paylaşımı gerçekleşmeksizin
sistemin/rejimin tüm yetkilerini
uhdesinde toplamaya çalıştığın tek kişi,
'başkan'a ise zerre sorumluluk yüklemeksizin
oluşturulacak sistemin nelere(..!?) mâlolacağını
sıralamaya bile gerek görmüyorum..
olmuyo be hoca! olmayınca olmuyo işte,
"kader" de ve şansını daha fazla zorlama..
minicik! bir hususu da dile getirmezsem olmaz:
"o çok istediğin 'adalet'li yer!e getirilmiş olsaydın, eminim,
şimdiki kadar arzuyla istemezdin başkanlık sistemini",
nirvanaya ulaşmışlığın doygunluğu ile..
diyeceğim o ki,
başkanlık sistemi gibi ciddi,
sosyal ve akademik konu ve tartışmaların
gündelik kişisel çıkarlara malzeme yapılması konusunda
ilerde yüksek lisans tezi hazırlanacak olsa,
iyi örnek mi kötü örnek mi olur bilmem(..!)
ama çarpıcı bir örnek olmaya namzetsin be hoca..
olan biten herşeye ama herşeye rağmen,
bugüne kadar bi'türlü göze alamadığın riskleri,
diğer ifadeyle koltukları kaybetmeyi göze alarak
yüreğinden geldiği gibi doğruları! söylemeni,
öğrencilere iyi bir örnek olmanı isterim,
fazlaca umudum olmasa da..
eski bir dost olarak..
E-Posta: [email protected]