26 mayıs'ta hacı bayram camii
çevre düzenlemesi açılışında konuşan
cumhurbaşkanı sayın erdoğan,
şeyh edebâli'nin "ey oğul!" diye başlayan
damadı osman gazi'ye nasihatındaki
sözlerden alıntı yaparak,
"artık ankara'da
'insanı yaşat ki devlet yaşasın'
diyen bir yönetim anlayışı var" deyince,
biz de aynı "oğula nasihat"ından
başka alıntılar yapalım:
"ey oğul!
beysin! bundan böyle
öfke bize, uysallık sana..
güceniklik bize, gönül almak sana..
suçlamak bize, katlanmak sana..
âcizlik bize, hoş görmek sana..
çatışma, geçimsizlik, anlaşmazlık bize, adalet sana..
şom ağız haksız yorum bize, bağışlamak sana..
bölmek bize, bütünlemek sana..
güçlü, kuvvetli ve kelamlısın ama
bunları nerede nasıl kullanacağını bilmezsen
sabah rüzgarlarında savrulur gidersin..
insanlar vardır,
şafak vaktinde doğar, akşam ezanında ölürler"
"ülke, idare edenin oğulları
ve kardeşleriyle bölüştüğü ortak malı değildir..
vaktiyle yanılanlar devletlerini oğulları
ve kardeşleri arasında bölüştüler,
onun içindir ki yaşayamadılar"
"insan bir kere oturdu mu kolay kolay kalkmaz,
kişi kıpırdamayınca uyuşur,
uyuşunca laflamaya başlar,
laf dedikoduya dönüşür,
dedikodu başlayınca gayri iflah etmez,
dost düşman olur, düşman canavar kesilir..
unutma ki yüksekte yer tutanlar,
aşağıdakiler kadar emniyette değildir"
"yalnızlık korkanadır..
sevgi davanın esası olmalıdır,
sevmek ise sessizliktedir..
bağırarak sevilmez, görünerek de sevilmez..
nereden geldiğini unutma ki,
nereye gideceğini unutmayasın"
dememiz o ki,
bu sözler, geçmişte en fazla kime yakışıyordu..?
bu sözler, geçmişte en fazla kimi yükseltiyordu..?
şeyh edebâli'nin "ali'nin edebine" ettiği
bu sözler, halen kimi anlatıyor..?
bu sözler, halen kimi alçaltıyor..?
uyanları yükseltir, âli edebli kılar,
uymayanları alçaltır, âdi edebsiz kılar,
şeyh edebâli'nin bu sözleri..
E-Posta: [email protected]